Gaziantep’te basın mensuplarıyla bir araya gelen Yapıcıoğlu, İsrail ile ticaretin cürme ortaklık
olduğunu ifade ederek Gazze konusunu, yalan ve talan siyasetin sona ermesi gerektiğini belirterek
yerel seçimler konusunu dile getirdi.
Seçim çalışmaları kapsamında Gaziantep’e gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu,
kentteki basın mensuplarıyla bir araya gelerek Gazze meselesi ve yerel seçimlerle ilgili önemli
değerlendirmelerde bulundu.
Gazze’de yaşanan Siyonist vahşet devam ettiği müddetçe değişmez gündemlerinin başında Gazze’nin
var olacağını belirten Yapıcıoğlu, açıklamalarına şu cümlelerle başladı:
“31 Mart pazar günü, önümüzdeki 5 yıl için Mahalli idarecilerimizi ve muhtarlarımızı seçeceğiz. Bizim
de temel başlıklarımızdan bir tanesi önümüzdeki yerel seçimler ve partilerin bu seçimlerle ilgili
tavırları, siyasetin dili. Ama değişmez gündemlerimizden bir tanesi de Gazze. Maalesef orada kıyım,
katliam devam ediyor. Ben öncelikle Gazze ile ilgili birkaç hususta görüşlerimizi düşüncelerimizi
sizlerin vasıtasıyla kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Malumlarınız olduğu üzere geçtiğimiz gün
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde bir ateşkes kararı çıktı. 7 Ekim Aksa Tufanı'ndan bu yana ilk
defa Amerika Birleşik Devletleri veto yetkisini kullanmadı. Çekimser kaldı. Fakat Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'nin kararları bağlayıcı olmasına rağmen Amerika hemen arkasından siyonist rejimin
tepkilerinin de etkisiyle bu kararın bir bağlayacağının olmadığını dile getirdi. Bu karara rağmen
Gazze'de soykırım devam ediyor. En son oradaki ayakta kalan nadir sağlık kuruluşlarından birisi olan
Şifa Hastanesi'nin cerrahi binasının yakmak suretiyle yeni bir cürümün altına imza attılar.”
“Maalesef israille ticaret olanca hızıyla devam ediyor”
TÜİK resmi sayfasından yayımlanan ve Ticaret Bakanı’nın da hakkında açıklama yaptığı israile
gönderilen ürünler ile ilgili sert konuşan Yapıcıoğlu, “Bir taraftan oradaki soykırım oradaki insanlık dışı
saldırılar sürerken öte taraftan iki gündür yoğun bir şekilde Türkiye'nin gündeminde olan İsrail ile
ticaret. Uzun süredir gündemde ama iki gün önce yeniden alevlendi. TÜİK'in resmi sitesinden alınan
bazı rakamlarla bazı patlayıcı yapımında kullanılan malzemeler ile bazı silahların satıldığına dair
görüntüler sosyal medya üzerinden paylaşıldı. Daha sonra bazıları bu görüntülerin fotomontaj
olduğunu söyledi. En son Ticaret Bakanı'nın açıklaması bunların TÜİK sayfasından alındığını ama
satılan malzemelerin içeriği ile ilgili bazı tevil yollu açıklamaları oldu. Satılan silah ister otomatik
piyade tüfeği olsun, ister yivsiz av tüfeği olsun hiç fark etmez. Silah, silahtır. Hiç kimse bu silahların
niteliğinden yola çıkarak bunun meşru, kabul edilebilir bir şey olduğunu savunmasın. Hiç kimse bu
şartlarda bırakınız silah olarak kullanılabilecek herhangi bir malzemeyi, silah yapımında
kullanılabilecek bir çeliği bile satmanın doğruluğunu ya da bunun zararsız bir şey olduğunu savunmaz,
savunmamalı, savunamamalı. Maalesef ticaret olanca hızıyla devam ediyor. Bu ticaretin içerisinde
satılan silahların av silahı olduğu şeklinde bir savunmayla bu iş geçiştirilmeye çalışılıyor bu kabul
edilebilir bir şey değildir.
“İsrail ile yapılan ticaret, cürme ortaklıktır. Bunun başka bir izahı, açıklaması yoktur ve olamaz”
“O soykırımın işlenmesinde küçük büyük katkısı olan herkes bu suça ortaktır” diyen Yapıcıoğlu, “7
Ekim'den sonra başlayan soykırım sürecinde açıkça şunu dile getirdiler, 'biz orada insan hayvanlarla
savaşıyoruz' dediler. Yani yivsiz av tüfeği bile verseniz bununla herhalde tavşan avlamayacaklar. Zaten
oradaki Filistinlileri öldürmeyi de bir av partisi gibi görüyorlar. Savunmasız yiyecek arayan, karnını
doyurmak için, ailesine birkaç lokma yiyecek taşımak için yardım konvoylarının önüne giden
insanların üzerine ateş açarak hepsini katlediyorlar. Zaten siyonistler kendileri dışındaki insanları da
insan olarak görmüyorlar. İsrail ile yapılan ticaret, cürme ortaklıktır. Bunun başka bir izahı, açıklaması
yoktur ve olamaz. Hele hele Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararından sonra herhangi bir
ülkenin bu kararın uygulanmaması nedeniyle israil ile bütün ilişkilerini kesmesinin uluslararası hukuk
nazarında zemini oluşmuştur. Buna rağmen hiçbir şey olmamış gibi bu ticaretin devam etmesi
gerçekten izahı mümkün olmayan şeylerdir. Orada her gün yüzlerce insan şehit olmaya devam ediyor.
O mazlumların ahı bu zulme ortak olan herkesi yakar. Orada çok ciddi bir soykırım suçu işleniyor. O
soykırımın işlenmesinde küçük-büyük katkısı olan herkes bu suça ortaktır. Hatta o soykırımı önleme
önüne geçme imkana sahip olup da harekete geçmeyenler de ortaktır.” dedi.
“Yakında sadece siyonistler değil, siyonistlere destek verenler de bunun hesabını verecekler”
Siyonizmin karanlık yüzünün Aksa Tufanı ile birlikte gün yüzüne çıktığını ifade eden Yapıcıoğlu, “Bakın
göreceksiniz belki bugün siyonist terör rejimi sırtını yasladığı küresel siyonist çevreler nedeniyle belki
bir yaptırma uğramıyor olabilir. Ama şu Aksa Tufanı o vahşilerin maskesini düşürmüştür. Siyonizmin
ne olduğu insanın tarafından anlaşılmıştır, anlaşılmaya devam ediyor ve bir gün gelecek nasıl bugün
nazizm kendi merkezinde bile yasaklanmışsa Bir gün gelecek siyonizmi savunmak bile suç haline
gelecektir. İşte o gün sadece siyonistler değil, siyonistlere sınırsız destek verenler de bir bir Bunun
hesabını verecekler. İnşallah o günler çok uzakta değildir.“ diye belirtti.
“Bugün sizi birbirinize karşı kışkırtmak isteyenler seçim bittikten sonra tekrardan yan yana
oturacaklar”
Açıklamalarına yerel seçimler ile devam eden Yapıcıoğlu, insanları kutuplaştıran siyasi dile vurgu
yaparak bazı uyarılarda bulundu.
Yapıcıoğlu, “Evet, seçime birkaç gün kaldı. Türkiye'de de maalesef sıklıkla dile getirdiğimiz bir hususu
burada bir kez daha dile getirmek zorunda kalıyoruz. Siyasetin dili çok sert provakatif bir dil
kullanılıyor ve aşağı doğru indikçe bu sertliğin artma ihtimali de güçleniyor. Herhangi bir siyasetçi,
herhangi bir parti lideri, sözcüsü, temsilcisi ya da herhangi bir aday fazladan 3-5 oy almak ya da çok
arzuladığı o koltuğa oturmak için toplumun farklı kesimlerini birbirine karşı kışkırtma hakkına sahip
değildir. Biz daha önce de söyledik bir kez daha söylüyoruz; Özellikle şu kameralar aracılığıyla
kamuoyuna aziz milletimize seslenmek istiyorum; bugün sizi birbirinize karşı kışkırtmak isteyenler
yarın seçim bittikten sonra belki tekrardan yan yana oturacaklar, hiçbir şey olmamış gibi devam
edecekler, belki berber oturup çay kahve içecekler. Ama siz onların açıklamaları yüzünden kavga
ettiğiniz küstüğünüz komşunuzla komşu olmaya, akrabanızla akraba olmaya, iş arkadaşınıza iş
arkadaşı olmaya devam edeceksiniz. Bu dile prim vermeyin, bu provokasyonlara gelmeyin. “diye
uyardı.
“Siyaset aldatma ve yalan üzerine kurulmamalı, Yalan ve talan siyaseti artık sona ermelidir”
Siyasetin insanları provoke etmek için yalanlarında söylendiği bir sahne haline geldiğini söyleyen
Yapıcıoğlu, şunları kaydetti:
“Ben Aziz milletimize şu konuda da bir hatırlatmada bulunmak istiyorum; henüz daha adayken ya da
seçimden öncesinde adaylarını seçtirmeye çalışırken sizlere yalan söyleyenler yarın bir gün
rahatlarına ulaştıklarında bunların verdikleri sözlerden cayacakları şimdiden görmeniz ve vaatlerinin
gerçek dışı olduğunu anlamanız için daha kaç tane yalan söylemeleri gerekiyor? Biz diyoruz ki siyaset
aldatma ve yalan üzerine kurulmamalıdır ama maalesef türlü türlü yalanlar her gün üzerine bir şeyler
daha ilave edilmek suretiyle sadece seçim kazanma, birkaç fazla oy alma gerekeni peş peşe
sıralanabiliyor. Yalan ve talan siyaseti artık sona ermelidir diyoruz. En çok da talan yapanlar dikkatleri
başka tarafa çekmek üzere âdete cambaza bak oyunu sergiliyorlar ve rakip siyasi partilere iftiralarda
bulunan suretiyle yalanlarını peş peşe sıralıyorlar.
Bunların en son örneklerinden bir tanesi işte İstanbul'da üst üste dizilen para desteleri ile resmen
kule oluşturdular. Bunların konuşulmaması için başka başka şeyler gündeme getiriyorlar. İşte en son
içkili mekanların yokluğundan... Milletin başka derdi yokmuş gibi millet geçim sıkıntısı içerisindeyken
ayın sonunu getirmekte zorlanırken içkili mekanların yokluğundan ben vuruyor bir partinin geçici
Genel Başkanı. Yerel seçimlerde hizmetten konuşulması gerekirken tencere dibin kara seninki benden
kara muhabbet ile iş devam ediyor. Bunun vatandaşın gözünden kaçmadığına inanıyoruz. Biz de
vatandaşın gerçek sorunlarıyla ilgilenmemiz gerektiğini ve bu sorunlara çözümlerimizin neler
olduğunu konuşmak suretiyle siyasetimizi yapmak gerektiğini biliyoruz ve bu şekilde siyaset ortaya
koymaya çalışıyoruz.”
“Dar gelirli vatandaşlar ay sonunu getiremiyor”
Dar gelirli vatandaşların sorunlarını dile getiren Yapıcıoğlu, “Evet, insanlar geçim sıkıntısı çekiyor. Dar
gelirli vatandaşlar gerçekten ayın sonunu getiremiyor. Özellikle emeklilerimiz aldıkları maaş hele ev
sahibi değillerse, başlarını sokacak bir evleri yoksa aldıkları maaş, aldıkları aylık ev kirasına ancak
yetiyor. Küçük yerleşim yerlerinde kira artı faturalara bu aylıkları yetiyor ama mutfak için yeni hiçbir
şey kalmıyor. Bu hususun mutlaka düzeltilmesi lazım. Evet, ülke zor günlerde geçiyor. 6 Şubat'ta çifte
depremler ile çok ciddi bir fatura çıktı ama bu faturanın neredeyse tamamı dar gelirli kesimlere
kesilmemeli.
Sokak köpekleri sorunu ve kentsel dönüşüm
Sözlerine sosyal belediyecilik anlamında projelerinden söz eden Yapıcıoğlu, “Sokaklarda köpek terörü
devam ediyor. En son işte Urfa'da ortaokul talebesi bir yavrumuz sokaktaki başıboş köpeklerin
saldırısına uğradı. Neredeyse her gün ülkenin farklı bölgelerinden böyle haberler gelmeye devam
ediyor. İnsan sağlığını ve insan hayatını tehdit eden boyuta ulaşan bu sorunla ilgili kalıcı bir çözüm
mutlaka gereklidir. Maalesef siyaset bu alana da hiç inmiyor. Bu konudan da hiç bahsetmiyor. Evet 6
Şubat'ta çifte depremler yaşadık. Türkiye'de fay hatlarına yakın ya da hayatların üzerinde pek çok
yerleşim birimi var. Binaların çoğu depreme dayanıksızdır. Çok hızlı bir şekilde kentsel dönüşümün
olması gerekiyor. Bu konu kısmen siyasetin gündeminde var ama bu konuda fiilen yeterince adımlar
atılabilmiş değil.” şeklinde konuştu.
“Sağa sola sataşmadan sorunlara nasıl çözüm getireceğini dile getiren, adaylarla halkımızın
karşısına çıktık”
Gaziantep’in sorunları ile konuşmasına devam eden Yapıcıoğlu, “Gaziantep’teyiz. Gaziantep, sanayisi
ile genç ve dinamik nüfus yapısıyla bölgenin yıldızı şehirlerimizden birisi. Fakat bu sanayi dolayısıyla,
bu hızlı büyüme dolayısıyla sorunlar kendisini hissettirmeye başlıyor. Trafik bir sorun, hava bir kirliliği
bir sorun. Gaziantep, Türkiye'de havası en kirli olan şehirlerden bir tanesidir. Bu göç alan şehrimizde
yeterince konut üretilememesi ve konut maliyetlerindeki inşaat maliyetlerindeki artış dolayısıyla
konut fiyatları vatandaş için çok ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Bütün bunların çözümü için
biz projelerle, bu sorunların her birisine nasıl çözüm getireceğini dile getiren, sağa sola sataşmadan
kendini anlatan adaylarla halkımızın karşısına çıktık.” dedi.
“Bu sefer HÜDA PAR deyin”
“Bütün vatandaşlarımıza şu çağrıda bulunuyoruz” diyerek vatandaşlara seslenen Yapıcıoğlu, “Diyoruz
ki eğer şimdiye kadar özellikle şimdiye kadar farklı farklı partileri destekleyip onlara oy verip daha
sonra umduğunuzu bulamadığınız için siyaset ile aranıza mesafe koymuşsanız, şimdiye kadar
denediklerinizden umduğunuzu bulamamışsanız buyurun gelin denenmemişi deneyin. Bu sefer HÜDA
PAR deyin. Aradaki farkı göreceksiniz inşallah. İnsanları merkeze alan, adaleti gerçekleştirmeyi
siyasetin birinci öncelikli hedefi olarak ilan eden HÜDA PAR'ın kadrolarıyla tanışın. Onlara hizmet
etme şansı verin. Bu yetkiyi onlara teslim edin. Aradaki farkı adil bir şekilde nasıl hizmet üretildiğini
herkes görecektir.” ifadelerini kullandı.
“Sosyal belediyeciliği daha yoğun ve yaygın bir şekilde ortaya koyacağız”
Aile kurumuna, dar gelirlilere, gençlere, evlilik hazırlığı yapanlara, yönelik projelerini sıralayan
Yapıcıoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye'de gelir dağılımındaki adaletsizlik dolayısıyla geçim sıkıntısı yaşayan önemli bir kitle var.
Bunlara yönelik projelerimizde sosyal belediyecilik anlayışımızla bunlara bir nefes aldırma,
yaşlılarımıza, dezavantajlı gruplara, gençlere ve geçimini sağlamakta zorlananlara yönelik projelerimiz
var. İnşallah sosyal belediyeciliği daha yoğun ve yaygın bir şekilde ortaya koyacağız. Mesela
gençlerimize yönelik şöyle bir katkımız olacak diyoruz. Bizim gündemlerimizden bir tanesi aile
kurumuna yapılan saldırılar. Uzun süredir Türkiye'de aile kurumu ciddi bir saldırı altında. Bizde bu
konuda belediyeler eliyle yapılabilecek katkılar olduğunu düşünüyoruz. Evliliği maddi imkânsızlıklar
nedeniyle erteleyen gençlerimize diyoruz ki evlilik hazırlıkları yaptığınızda HÜDA PAR'ın belediyesine
müracaat ettiğinizde inşallah size ciddi katkıları olacak. Çeyiz yardımı yapacağız. Diyoruz ki HÜDA
PAR’ın belediye başkanlığını kazandığı hiçbir yerde insanlarımız sokakta kalmayacak inşallah. Şefkat
evleri ile insanlarımızı, insanca barınabileceği yerlere yerleştireceğiz ve belediye olacak bu yükün
altına elimizi koyacağız. İnşallah insanlarımızın bu yöndeki sıkıntılarını hafifleteceğiz. Kuracağımız
aşevleri ile HÜDA PAR’ın belediye kazandığı hiçbir yerde hiçbir insanımız aç kalmayacak. Bir beldede
bir tek insanın aç kalması o beldedeki bütün insanların sorumluluğunu gerektirir. Bu nedenle bizim
Belediye başkanlığı kazandığımız yerlerde İnşallah kuracağımız aşevleri ile fakir fukaranın geçimine
katkı sunmayı ve onları rahatlatmayı da planlıyoruz. Yine gençlere yönelik memleketin pek çok
yerinde uyuşturucu bağımlılığına müptela oldukları, uyuşturucu ticareti yapanların ağına düştükleri
yönünde çok ciddi şikayetler var. Gençlerimize sadece maddi olarak değil manevi olarak da destek
çıkmak aynı zamanda belediyelerin sorumluluklarından bir tanesi olmalı.”
Bir Yorum Bırakın