Çocuklarda Gece İdrar Kaçırma Tedavi Edilebilmektedir

Medical Point Gaziantep Hastanesi Çocuk Üroloji Uzmanı Op. Dr. Akın Karagözoğlu Enürezis (gece idrar kaçırma) hakkında bilgi verdi.
Editör
Demo Admin
Yayın
5 Mart 2024 17:55
Güncelleme
5 Mart 2024 17:57


Medical Point Gaziantep Hastanesi Çocuk Üroloji Uzmanı Op. Dr. Akın Karagözoğlu Enürezis (gece

idrar kaçırma) hakkında bilgi verdi.

Çocuk Üroloji Uzmanı Op.Dr. Akın Karagözoğlu : ‘’Beş yaşından sonra çocuğun uykuda yatağını

ıslatması olarak tanımlanan Enürezis Nokturna (gece idrar kaçırma); Üç yaşındaki çocukların % 30’u

yatağını ıslatırken, 6 yaşında bu durum % 10’lara, 12 yaşında % 3’lere kadar geriler. Sıklıkla aile

hikâyesi olan, yani ailenin başka bireylerini de etkileyen bu durumun erkeklerde görülme oranı daha

fazladır. Erkek çocuklarda tuvalet eğitimi kızlara göre daha geç oluşur. Tuvalet eğitimine başlamak için

kesin bir yaş söylemek yerine çocuğun hazır olduğuna dair bazı işaretleri beklemek daha uygun

olacaktır. Gece kuruluğu ise, çok sonra oluşur ve sıklıkla 3 ile 5 yaş arası tamamlanır. Bu durumun 5

yaşından sonra devam etmesi durumunda gece altını ıslatma bir sorun olarak kabul edilmelidir. Gece

alt ıslatmada, gece oluşan idrar miktarının fazla olması, uyanma ile ilgili sorunlar ve gündüz

belirtilerinin eşlik ettiği işeme bozukluğu olmak üzere üç kısımda incelenir. Genellikle gece oluşan

idrar miktarı gündüz idrar miktarının yarısı kadardır. Bunu gece salgılanan ve vücutta su tutulmasına

yardımcı olarak idrarı azaltan bir hormon sağlamaktadır. Eğer bu hormonun salınma ritminde bir

problem varsa, gece oluşan idrar miktarı çocuğun mesane kapasitesinden fazla olur ve gece alt

ıslatmaları oluşur. Gece mesanenin dolduğu sırada olan uyanma zorluğu da nedenler arasındadır.

Sıklıkla gece ıslatmaları bu iki durumun birlikteliği ile oluşur. İdrar depolandığı sürece normalde

mesane kasının gevşek olması ve işeme anında ise verimli bir şekilde kasılarak mesaneyi

boşaltabilmesi gerekir. İşeme bozukluğu gibi bazı durumlarda idrar depolandığında uyku sırasında

mesane kasında kasılmalar olmakta ve idrar kaçabilmektedir. Bunların yanı sıra bazı özel durumlar da

gece ıslatmalarına neden olabilir. Üriner sistem enfeksiyonlarının bazen başka belirtilerin yanı sıra

gece ıslatmalarına neden olduğunu bilmekteyiz. Gece ıslatmalarının normal mesane santral sinir

sistemi gelişiminin bir parçası olduğunun ve bunun gecikmesinden kaynaklanabileceğinin ve kendi

kendine düzeleceğinin de unutulmaması gerekir.’’ dedi.

Medical Point Gaziantep Hastanesi Çocuk Ürolojisi Uzmanı Op. Dr. Akın Karagözoğlu gece altını

ıslatan çocuklarda yapılan tetkik ve tedaviler hakkında şunları paylaştı: ’’Hiç şüphesiz ki ilk yapılacak iş

bir işeme günlüğünün doldurulmasıdır. Günlükler durumun sıklığı ve şiddeti hakkında bilgi sağladığı

kadar gündüz belirtilerinin varlığını da araştırır ve hekime önemli bilgiler sağlar. İdrar yoğunluğunun

ve enfeksiyon varlığının araştırılması amacıyla basit bir idrar analizi ve üriner sistem ultrasonu faydalı

olacaktır. Eğer gündüz belirtileri de olan işeme bozukluğundan şüphe varsa uroflovmetri denen işeme

testi bazı çocuklarda gerekebilir. Çok nadiren tedaviye dirençli olgularda daha invaziv testler

uygulanır. Yatmadan bir saat öncesinden başlanan sıvı kısıtlaması, uykudan önce mesanenin

boşaltılması bunlar arasında sayılabilir. Günümüzde beş yaşından sonra gece ıslatmaları devam eden

çocuklar için kabul edilen başarılı iki tedavi yöntemi mevcuttur. Bunlardan ilki, gece idrar miktarını

azaltan hormonun yetersizliği ya da salınım ritminde bozukluk varsa bu hormonun analoglarının

verilmesidir. Bu tedavi yöntemi ilaç kullanılmaya başlanır başlanmaz sıklıkla sonuç vermektedir.

Aileler ve çocuk için motivasyon da sağlayan bu yöntemin tek dezavantajı ilaç kesiminde tekrarlama

riskinin olabilmesidir. Bu nedenle tedavi bitiminde ilacın çocuğa özel bir şekilde kesilmesi uygun

olacaktır. İkinci tedavi yöntemi ise alarm cihazları ya da ailenin çocuğu uyuduktan 1-2 saat sonra

uyandırmasıdır. Bu yöntemler sabırla ve en az üç ay süre ile düzenli olarak uygulanmalıdır. Tedaviye

alınan yanıt ancak bu süre sonunda oluşmaya başlamakta ve tekrarlama oranı düşük olmaktadır. Hem

çocuğun, hem de ailenin motivasyonunun bu uzun tedavi süresince korunması önemlidir. Tedavinin

kesilmesi hastaya özel doz azaltma protokollerine göre yapılır ise problemin tekrarlama riski

azalacaktır. Ailenin bu süreçte çocuğa anlayışlı ve sabırlı davranması onun motivasyonunu

yükseltecek ve tedavi başarısını da artıracaktır.’’ diye konuştu

Bir Yorum Bırakın

Popüler Yazılar

SANKO ÜNİVERSİTESİ’NDE “KENTLER VE TIP TARİHİ: GAZİANTEP SAĞLIK TARİHİ” SEMPOZYUMU DÜZENLENECEK

KİLİS BELEDİYESPOR KUPADA TURLADI 2-0

Gaziantep f.K. golcüsünü buldu

Nurdağı OSB resmen kuruldu

GAZİANTEP’İN İLK KENT LOKANTASI AÇILIYOR

SANKO ÜNİVERSİTESİ’NDE “KENTLER VE TIP TARİHİ: GAZİANTEP SAĞLIK TARİHİ” SEMPOZYUMU DÜZENLENECEK

Letonya'nın Gaziantep Fahri Konsolosluğuna Turizmci Soner Bacaksız oldu

Gaziantep f.K. golcüsünü buldu

“GAZİANTEP NE KADAR GÜÇLÜ OLURSA, TÜRKİYE DE O KADAR GÜÇLÜ OLUR”

GAZİANTEP MEDICAL POINT HASTANESİ'NDE “İlk Yardım Eğitimi ile Toplumsal Farkındalık”

Gaziantep F.K.'da tempo yoğun

Yüksek tansiyon neden olur? Yüksek tansiyon nasıl düşürülür? 8 soruda yüksek tansiyon

Depremin yıktığı binada ilginç görüntüler ortaya çıktı

SANKO ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ’NDE DENGE MERKEZİ KURULDU

Deprem sonrası moral ve dayanışma buluşmaları

Nöbetçi Eczaneler

23 Kasım 2024 Cumartesi Günü Nöbetçi Eczaneler