Parmak çıtlatmak kimi zaman stresten kimi zaman can sıkıntısından sık yapılan bir alışkanlık. Peki, parmak çıtlatmak zararlı mı? Medipol Esenler Üniversite Hastanesi Fizik tedavi ve rehabilitasyon Bölümü’nden Dr Öğr.Üyesi İlknur Topal parmak çıtlatma ile ilgili merak edilenleri anlattı.
Eklem çıtlatması nedir?
Eklem çıtlatması, bir ses ve buna bağlı bir "patlama" hissi üretmek için eklemlerin manipülasyonudur .
Eklemlerin, özellikle parmak boğumlarının çatlamasının uzun süredir artrite ve diğer eklem sorunlarına yol açtığına inanılıyordu. Ancak bu kanı, tıbbi araştırmalarla desteklenmiyor. Hatta bazı yayınlarda parmak çıtlatmanın sanıldığının aksine eklem problemlerine faydalı olabileceğine dair sonuçlar dahi mevcut.
Çıtlama ile ortaya çıkan ses nasıl oluşur?
Eklemin içerisindeki çözünmüş azot gazı kabarcıkları çıtlatma ile aniden çökmesi ile oluşur. Bu durum eklem boşluğu normal boyutunun ötesine gerildiğinde olur. Eklem boşluğu içindeki basınç düşer ve çözünmüş gaz aniden çözeltiden çıkar ve belirgin bir patlama sesi çıkaran gaz halini alır.Aynı parmak eklemini tekrar çıtlatabilmek için, baloncukların tekrar sinovyal sıvı içinde çözünmesi ve tekrar oluşabilmesi için yaklaşık 15 dakika beklemesi gerekir.
Parmak eklemi çıtlatma deneyimi obsesif-kompulsif bozukluklar spektrumunun bir parçası olarak da değerlendirilmektedir.
Parmak çıtlatmak tehlikeli mi? Zararları neler?
Parmak eklemlerini çıtlatmanın artrite neden olduğu yönündeki yaygın iddia, bilimsel kanıtlarla desteklenmiyor. 2011 yılında yayınlanan bir çalışmada 215 kişinin (50-89 yaş arası) el grafileri incelendi. Parmak eklemlerini düzenli olarak çıtlatanlarla yapmayanların eklemlerini karşılaştırdı. Çalışma, bir kişinin parmak eklemlerini kaç yıl veya ne sıklıkla çıtlattığından bağımsız olarak, parmak eklemlerini çıtlatmanın el osteoartritine neden olmadığı sonucuna varmıştır. Tıp doktoru Donald Unger, altmış yılı aşkın bir süredir her gün sol elinin parmaklarını çıtlattı, ancak sağ elinin parmaklarını çıtlatmadı. Her iki elinde de artrit veya başka rahatsızlık oluşmadı ve bunun için 2009'un hicivli Ig Nobel Tıp Ödülü'ne layık görüldü.
Bir Yorum Bırakın